4. Gün ( Bosna Hersek - Saraybosna )


30 ağustos 2011 ( Hem Zafer, hem Ramazan bayramı… Bu seyahatte kutlanacak en iyi yer Saraybosna olsa gerek... )

Belgrat üzerinden Bosna Hersek yoluna çıktık. Arada Hırvatistan’a da girip çıkacağımızı biliyorduk ama yol geçişlerindeki gişeler öyle çoktu ki son geldiğimiz gişedeki hanıma sıkılıp 10 euro uzattığım anda fark ettim ki Polis...!!! J
Hemen durumu toparlamaya çalışıp, pardon otoban gişesi zannettim şeklinde gevelemeye çalışırken polis hanım önce ciddi bir havada “ ben polisim sen para mı teklif ediyorsun?...” dedi ve arkasından durumu anlayıp gülerek “ok. Geçin ama biraz ileride Bosna polisi var aman ona da para teklif etmeyin... Dedi J
Bosna yolu yeşil, virajlı ama asfalt güzel.
Tek gidiş – tek geliş, hız sınırı 60 km ama millet nedense 40 ile gitmekte...

Nedenini yol aldıkça fark ediyoruz ki sürücüler genellikle kötü ve etrafımız 1974 –92 arası üretilmiş WV Golf 1-2 lerle dolu, sanki Kızılhaç dağıtmış J


Dönünce kesin araştıracağız ama şimdilik kanımız bizim eski Renault 12 lerin Anadolu’da dağa taşa jip niyetine kullanılmasına benzer bir durum var Golflerde... Dikkatle ve sakınarak giderken hem gündüz vakti bu hızla, hem de görünen bir kavşakta nasıl becerdiklerini anlayamadığımız  (her ikisinin de sağ tarafları yoktu? ) yeni meydana gelmiş bir kaza gördük L. Polis duruma hâkim, ambulans çalışmakta idi...




























Bosna’ya 55 km. kala 5. depo benzinimizi aldık. Booking.com dan Hotel Sarajevo’da rezervasyon yapmıştık. Yine iki şey öncelikli idi: Wireless Internet ve garaj...
Hotel Sarajevo

Merkeze yaklaşık 6 km. oda fiyatı 65 €... Gayet başarılı bir iş seyahati oteli, memnunuz...

Bu kez arabamızla merkeze gitmeye karar verdik.
Neden? Çünkü soyumuz aynı, kaldırımlara, yollara her yere umursamadan park ediyor olduklarını gözlemledik te ondan J  Hem TR 34 plakaya dostça bakarlar diye düşünüyoruz. Nitekim merkezde bir sokağa biz de arabamızı attık J

BAJRAM ŞERİF MÜBAREK OLSUN
Bugün 30 Ağustos Salı, saat 21.00 Old Bazaar’da dükkânların da %80-90 ı kapalı. Peki, bu kalabalık neyin nesi? Cengiz Ağabey durumu bağdaştırıyor... Bugün BAJRAM... Yolda birçok yerde “ Bajramı Şerifiniz mübarek olsun “ pankartlarını görüntülemiştik.

Hatta yolda bakarsın bizim dilde bir radyo buluruz diye Bosna radyolarını dinlerken Boşnakça konuşmalar içinde en az 5-6 kez tek anlayabildiğimiz bu cümleyi duymuştuk. Burada sokakta tokalaşan insanlardan da en az 8-10 kez duyduk ve biz de iyi bayramlar diledik.

Bosna’da eski WV Golfler, Bajram pankartları, Camilerden sonra en çarpıcı şey insanlardı. Birbirinden güzel ve şık kızlar ile çok yakışıklı ve uzun delikanlılar dolu idi çarşı. Bir an olimpiyat kampından, ya da güzellik yarışması kulisinden kaçmışlar hissi uyandı bizde... Abartmıyorum en az 20 –30 tane 2 metrenin üzerinde delikanlı ve 1,85 üzeri genç kız gördük... Memlekette jenerasyonumuza göre uzun sayıldığımız için fazla komplekse girmeyelim diye otelimize döndük. J
Sabah kahvaltı sonrası çarşıya kahve içmeye gittik, gece dar sokaklarda sıkış tıkış alkollenen gençler bu kez yerlerini ( yaşasın! Daha kısa boylu J ) yaşlılara bırakmıştı.



Bir gündüz şehir gezisi ve dağlardan vadideki bu kentin fotoğraflarını alma yollarını ararken aşağı çarşıya inen ve Müslüman olduğu belli bir amcaya danışalım dedik. En iyi bizim evden görünür, gelin buradan çekin şeklinde davet etti ama ağabeyim eve girmeye çekinip bahçeden çekti.

Biz de amcayı alıp çarşıya indirip bayramlaştık.
( İstanbul’dan çıkalı 2200 km. yapmışız )



Saraybosna'da hala kurşun delikleri bulunan bir çok bina var, bu da onlardan biri...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder